12 Haziran 2010 Cumartesi

yasemin

ağustos sindirmişken
çok güldük,başımıza bir iş gelecek korkusunu
ve üşümüşlüğünü senelerimizin;

temiz bir masa örtüsü, iki kadeh ve korkusuzca ışığa bakan
2 çift göz;
bir akşam,
gregor samsa nın bundan sonra böcek olamayacağını
anladığında
ve güç, insan olmaktır diye haykırdığında
aşk...

inceden bir rüzgar alır gelir kokusunu
yaseminin...

ve mevsimin dönmesi;

kıyamayanın kaybolması ile
mağrur Akhilleus un topuğundan vurulma korkusunu
getirdiğinde, insanlar alemine

okullarda okutulanın aksine:
ağustosta esen inceden bir rüzgarı,
ve yasemin kokusunun bitmez tükenmez
yüzü suyu hürmetini,
yazmaya başlar tarih...

çünkü aşk,
kendisinde kaybolanındır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder