12 Haziran 2010 Cumartesi

hadi uç

bir koca dağa yaslayıp da sırtımızı
içerken cigaramızı,
dışarda olmayı söyleşirdik seninle

dönüşsüzce çıkmamıştık belki
ama dönmemek için irade doldurmuştuk cigaramıza.

bir asil sarhoşluk bestelemişti bizden olan
ve sen hep onu söylerdin
konu ufka geldiğinde
dün
bacakların alçılı, pencereden bakarken dağlara
söylediğin gibi özlemle değil,
baş dönmesiyle:

“korkma uç
hadi uç

oyy geride kaldı
o çember
sen hala niye korkuyorsun
korkusuzluğunu dünyaya haykırmak için çıktığın dağda,
kanatlarının kırılmasından.
korkma uç
hadi uç

bitmesin cigaran
sırrın söze geldiğinde
hazır olsun yüreğin,
açılsın kanatların enginlere
diye.
korkma uç

oyy düşersen
bil ki iradesizliğinden

korkma uç,
hadi uç “

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder