12 Haziran 2010 Cumartesi

judia

Judia,
giderken küfür gözleri,
kaybolduğu hayranlığının artığına.


Kara balığı gözlerinin,
bulunmaz sandığının içinde taşıdığı
hırçın inci tanesinin, tüm tepinmelerine karşın;
inatçı bir şefkatle yaklaşana karşı duramayan
ve endama hayran oluverirken
ıslanan gözleri ile,
dünün fark edilmişi judia.

Büyüdü judia.
ne çok farkındalıklar geliştirdi ve bağımlılıklar.
kayıp zamanların güvenli yolculuğunda,
çöl seraplarında.

Büyüdü judia,
ve
güzel, çöl güneşi teniyle
gölgeleri aydınlatmak istedi bedeni.

Serapın kurumaya başladığı günlerdi...

Göstermek istedi büyümüşlüğünü,
karardı gözü.
ve su azaldıkça hırçınlaştı içindeki inci
bakmadı suyu tükenen artığına
yürüdü küfür gözleri ,
gitti judia.

Cahiliyedir demedi, cahillik anlatmak istedi sözleri,
tapılsın istedi bedeni.

Seraba küfür, kara balığı, meydan okuyan gözleriyle;

su dedi.
önce
ailesine, dostlarına, eski sınıfına.
sus ölmeyeceksin, dediler.

okuyucuya, "sus’tu öldü" diye tamamlatmadı şiiri,
devam etti judia.

Seraplar görmeye başladı .
varolduğu gölgelerin içinde dans eden.

Kendi gibi sandı, çölde yanmış ten sandı,
su dedi.
çeşme olup,
al iç bu suyu doyacaksın ,dediler.
okuyucuya, "içti yine öldü" diye tamamlatmadı şiiri
devam etti judia.

Yolda sahte dervişleri gördü:
Bakracında ki suyu gösterip köleleştirenleri,
cahiliyeci olmuş gezginleri gördü,
haramileri de.
bazen de samimileri .
aç bitap, su dedi onlara,

Bu kez de, sandığında ki inciye yenildi.
serapa küfür, kara balığı, meydan okuyan gözleriyle...

Az gitti, us gitti.
gölgesi gerçek ,
teni deli,
laf dinlemez incisi,
gitti judia.
küfür gözleriyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder