5 Nisan 2009 Pazar

fular

bir sensizlikte buldum
kendimi.
gittiğinde
atlamadığım uçurum:
aşkın korkaklık tabir ettiği,
sizin normal dediğiniz yaşam.
oturttu beni
misafir minderine.
şiirler okudum. kuranmışçasına.

boşalttığın sokaklar,
imgelerim olmuş,
coşar koşar giderim deliliğimle
tarifler,kelimeler,bilgeler ararım.
kaybolmuşun
yenilgi günlüklerinde ,
sokaklarda koşarım delice.
sokaklarda yokluğunla.

yokluğunda
şairler anlatır
çölü rüzgarı yağmuru .

tariflerindeki eksikliği
sen sanırdım önceleri.
oysa yoksulluk çekilirmiş en çok
sırça köşk eksikliğinin nefreti
sensiz neyleyeyim kabullenişinde
son bulmuş da
yağmur çarpan camekanların
gözünün önünden geçen mevsimler misali
yokolmuş kalabalıkları.

“yok”
olmanın sınırında
uçurumdan atlamayanın
dinginliğinde
-yaşamın
misafir minderinde-
şiirler okudum. kuranmışçasına.

ve ağlamaklar: sokakların her birinin başında.
mahçup ve tövbekar bir asinin
delice koşularının molalarında.

bilirim yağmur da, rüzgar da, çöl de
ana cadde hiç de;
sensin.
bu tarifini okuduğum yokluğundur gerçek.

ve susuşlar :
önce karanlığa,sonra herkese.
yoksulluğun, yorgun çıplak ayaklı
“boş”vermiş benziyle;
sürer seyir,
minderinde.

ve koşuşturmalar:
ismaili kurtaran ve onun yerine uçuruma atılan
kurgu isimli fular,
yoksulluk sokağının pervasız tepinmelerine
bırakmış imgeyi de,
başeğmez bir yoksulluk
çökmüş şiirin üstüne.
sokaklarda koşarım delice,
kaybolmuşun
yenilgi günlüklerinde

ve günlerden Çarşamba oluşunun
ne ilgisi var sensizliğimle
kendimle ve seni özlemeyişimle.

bildim.
benim işim şiirle.
yokluğunda kavuştuğum kelimelerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder