5 Nisan 2009 Pazar

afeti devran

bir kavgada yenilmiş
üstü başı kan revan yürürken;
sokaklar benim ve sokak hayattır bilinciyle,
küfürlü şarkılarımın
tezatlığında yaşanan bir perşembe akşamı
çareziliğinin terminalinde ,
beklerken sabah olmasını
ve bir lekeli ceketin
altında uyumaya çalışırken sessiz ve kimsesiz,
gördüklerimdir dizelerim.

suratıma çarpan rüzgarla başlayan
-kaybetmesiyle meşhur- doğa
bir zona misali refleksleriyle
gösterdiğinde afetlerini
şaşkın, çaresiz ve dağınık kalan
kazananlar
önlem almış kişinin doğadan öğrenmesine
girmeye çalışır ceketimin altına
savaşma seviş iğrençlikleri
tebessümleriyle…

oysa
günlerce yiten
atomlarca parçalanan umut, yaşam olmuş.
fark etmiyor terminalde sabahlayan bir görünmeyen için
şimdi veya az sonra kalkacak otobüsün istikameti.
zira kalan, kalakalmış biletsiz bir yaşam.
ve
şeytan rüyalarına mecbur bırakılan bedenin
uyuşuk kabullenmişliğinde
devam edecek kazanmalarınız,
yüzünüzde ki tebessüm.

ancak, korkularınızdır
doğal afetler.

hayaller sokulur karanlık gecelerin uykularına
hadım hayaletler sarar devranı.

ve bir çocuk fark eder
rüzgarın ayıltıcı etkisini
-amca üşümüyor musun.

farkındalık doğurtur rüzgarın bebeğini.
ve afeti devran hınç
parçalar cam tavanlarını
korkuları,
doğal afet olanların.

üşümek
hınçlandırdığında boşluğu
almaz ceketimin içi
çirkin gülüşlerinizi
ve
kabulenmeyi değil
isyanı yazar tarih kitapları
ve
babam
soğukta üşür
zona denen hastalığına şaşar,
depremde ki şaşkınlığında suratı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder