22 Mayıs 2011 Pazar

yeningi günlüğümden kısa kısa

adam kadının niçin gittiğini hiç anlamadı
kadın adamın suskunluğunu

barıştılar ve borçlarının tamamlayıcı mutluluğuyla uyuyakaldılar
...

denizi ilk gördüğünüzde boğulmamak istersiniz ve o korku hep yaşar sizinle
yüzmeyi öğrenemezseniz
...

inanılabilir her yalana,
fakat nasıl yaşanır
çekingence söylenmiş bir tamam
...

gidenin peşine takılmış her göz seldir
akar götürür
...

bilmeceydim
bütün taşlarını kaldırdım dağın
...

acıklı olan
herkese bir kitap veren ihtiyarın
hediye aldığı tek kitapla gençliğini hatırlamasıydı
...

sevmek kapatmışız tüm fırtınaların üstüne
kan’mışız
sevdikçe büyüyen kalbinde yaşayacağız dünün

...
şimdi suskunluğunu konuşuyoruz bir aşkın
kendi arafımız bu.
yarına atılacağız buradan:
birbirimize
ya da şimdiye
...
yeniden kurulacak oyun
anlarsa değil, anlaşılırsa…

ve bir görüş gününün gerginliğinde, sevişilebilirse
...

ah gücüme gidiyor
kuşları kanatlarından tutmak zorunda olmak…
kuş kanadının sevildiği yerlerde yaşamak istiyorum ben
ve orda ölmek bir kuş gibi
...
ah benim yaşadıklarım
sığınca bir turnaya,
anlarım
bahar gelmiştir ve ben
toprağın yeni çıkan fidanlarına inat,
özlerim kanatlarımı

dilimiz kesik
ağzımız buruk
ellerimiz ateştir
ve yeteriz üşütmeye yaz gecenizi
...
ah bu şavk vururken denize
ihtiyar anne görünürken çocuğuna, ah bu dünya ki gidenlerin hepsi, gönderilmiş kesilir
...
gül ki yanağımda sabırdır
çeker gözlerimi
gül ki yüzümde
iz iz , kısık kısık kırlangıç yuvası
...
sesin senin ve görünmen
kundaklıyor yalnızlığımı.
ve güven içinde uyuyorum sana

gittiğinde ah gittiğinde ise
uyumuyor yalnızlığım...

...
atla terkiye
söyle şarkını.
onlar duymazsa
kalan duyar
...
kondurmuyor kendisine güzelim o kuş
sonbaharı

ağaçsa duruyor
kim bilir,
kaç kış uçurmuş ömründen
...
İstanbul’da
çarpışan bedenler altında
yüzen binlerce balık
hatırlanıyor bugün
ve siz de.

tanıyorum sizi
az önce bir yağmur tanesiydiniz.
...

ah gözüm
hiçle kara
heple kırmızı.
dur
aksın gitsin içine dünyalarca su.

durursan görülür özlemler,
masmavi denizin içinde
...

işmarlara gelemeyesi yüreğim
ne koşarsın yorgun yorgun
soruya..
ne zaman inanacaksın yalnızlığa..
...

ah kara gözüm
yokluğa inanmış cesur

dur önünde akıntının
aksın gitsin içine dünyalarca su
...

uğraşma!
ışığı kesilmiş bir şiir
duymuyor
azı dişi'n sancısını
...

serin bir beyhudeyim
atlı karınca getirmedi bayramı evime
...

ey sabır öğütleyen;
kutsal heyecana 4 duvar yeterse,
dışarıya renk kalır mı ?
...

yokmuşum gibi davranan
şu esmer
şu karar verici baba
görürse beni,
ölmeli.
...

şiiriniz girmiş gölgeye,
arandığı karanlıkta ışık eler

ay düşgünü
güneş kaçkını

yürütün onu
...



ah yelkenlim,
çocukluğumun verdiği rüzgarı, yarınla dengeleyen..
...

ürküyorum;
öyle bir istekle dolu ki içim,
çeviriyorum sayfasını
hayalin..
...



gerçekten bir kuyruk,
beklediğimiz hayalin kelimeleri..
...

Sindirme bedenini
Küçücük gözleri için.
Yetmezsin küçülmeye.

Sen üzülme.

Şiir, var.
...

kalarak hak ettikleriniz
gidecekse
önce siz hak olun
hakka kul değil

bu iyidir.
...

uzun bir şiirin içinde
küçücük bir kelime:
an
eksik bir ayrıntı.

o zaman şiir kötüdür.
...

tersten kurmak gerekir ya bazen cümleleri
bahariye caddesinde
bir selam çakmak kıştan kalma
sesimizle
kışa
...

atacağım adımdan evvel
bir rüzgar esiverir arkamdan
kaldırıma

ak düşer göze
ah düşer göze
kaldırımdan..
...

oyalanma cilve gözüm
çilesiz ipi cellatlar geçirir ancak boynuna
...

sıfırdan büyük boşluk var
1 den az bu hayat
...

yüreğindedir kelimesi şairin
uçuverir içine gözünüzün

ve
çapkın dikelmesine de
aşksızlığınızın.
...

devrimci olmak için devrim
şair olmak için şiir olur
ellerinde buketleri beyhude bu can
...

düştüğünde yola,
yeniden kanayan yarası
sığmış dar bir pencereye
gezer kuytu köşelerde
güneş diye.

sanki güneş
bulabilirmiş gibi
dans eden gölgelere
çare.
...

sütten
diri diri koparılmış ete altın dişli medeniyet g-örülürken
falcının küresinde,
gecenin ardında güneş yalpalanır
tımara durmayan karayele:
yıldız yıldız.
...

daha iyi saklamalısın bildiklerini
hava çok soğuk.
ve devam etmeli
imkansızlık hayali…
...

Öyle güzel ki çocukların

ışık hüzmesi gözlerin gün yüzü olmuş
göstermiş umudu
can olduğu,canan olduğu gözlerine

öyle muhtaç
öyle bağımlı

öyle güzel bir suntur
biter mi küfürsüz.
,
bir "ah ulanla" yetindi yinede
...

fırtınanın sesi bu,
uzak seslenişlerin.

dursun hayat.

sanki bir çocuk sesleniyor enkaz altından
annesine.

durursa çocuğa
durmazsa anneye
aşk olsun diye
hayat.

fırtınanın sesi bu,
uzak seslenişlerin
...

zordur,

harf harf vururken yüzüne, sağanak.
virgüllerle başarılmış bir şiirde;

kendisine cümle arayan
koca koca çengellere,

dert anlatmak
...

sende ilham çok sevdiğim
hepsine talibim
aç kurt gibi
şimşekler çaksın, herkes kaçsın diye
beklerim
...

manzaraya bakabilmek güzel evet.
güzel de olsaa, çirkinde olsa
bakabilirsen
zaman durmuş gibi oluyor.
sonrası
manzaraya tutulmuş kalmış bir can işte.
ayna yani
...

gider
beyaz bir yalınlığa,
adım adım,
hasret büyüterek.
...

fısıltı fısıltı taradım saçlarını.
ipek yolundan geçen kervanların
mahrem hikayeleriyle titreyen
körpe bedeninde
kör günahlar işlendi gözüne.

fısıltıyı öğrendi kızım,
korkmamaya giderken.
...

her gedikten bir taş
çek çek koy tekneye
taş taş üstüne
yüklen , yüklen harfe

hani fren ?

frende susar kelimen,
eyler, eyleyen…
...

gölgeni giyin üstüne.
korkma,
çıplaklığını görmeyecek kimse.
küsme müziğe,
dans et.
toprak,
çekecektir seni içine.
...

ölüme üç gün kala hatırlanıyorsa sevgi.
geç kalma,
uzak olan insanın kendisi
...

her güzellik dinmek ister

bazen toprağa
bir çiçek başversin kendinden diye

bazen suya
bir bulutla çiftleşsin yenilensin diye

her güzellik dinmek ister
tanrı gibi
...

ne çalışmak ne yalnızlık dostum
mavide ki eksiklik derdimiz
o yüzden derelerde debeleniriz
...

çizilmişliklerin surata yansımasına
ad koyan şairlerin
ak saçlarına aldanmayıp,

bekle
defterlerinin çizgilenmesini,

bekle.
yüzleri
hazmedene kadar,
olmuşu.
...

çok zaman, çok bulutlar geçti.
titredik bolca,
sensizlik uğruna.

şimdi yine titriyor bir kuş,
önünde koca bir kış.
...

kızgınlaştıkça eriyor demir
ve bir çocuk
üstünde ressam elbisesiyle
şekiller veriyor sızana.

demir eriyene kadar
ya da elbisesi ressamın
...

beklenmeyen bir kuş gelmiyor uzaklardan
ama her zaman bekleniyor, telvedeki nasip
...

ya nefret et benden ve gömül
karanlık gölgene

ya da uç
istediğin yere,

düzleştirme sakın tarihi
...

dayak yerken dinlediğin kahramanlık hikayelerini
ne çabuk unuttun küçük adam.
senin mi sanmıştın, şimdi kullanmaktan vazgeçtiğini söylediğin sopayı
ya da
kahramanlığı.
...

bitirivermez toprak. bekletir.
ondan iyi bilemez ne okuyan ne yazan
...

"sorulmamış sorudur gözlerim"
hatırlanırsa dünlerde yazılmış olanlardan,

sorarım.

-korku ki:
sorulmaktan kaçanındır.
toz kapar gözlerim.-

sorarım

derken ben

gülümsersin,
soruyu bulmuş gibi.
...

soğutur mu sandın
bir sinek beni çorbadan.
işte o kabuk,
üstünde yürüdüğümüz…
...

paylanmış çocuklar,
sus’arlar paylarını aldıkça.
bazen rüşvet olur bu,
bazen terk edilmek…

hani yaşamları?
...

ağırlığınca giden her adım,
senin adın.
hafif pabuç makyajlı umut gibi.

ve
pabucuna dudak büküldükçe ağırlaşan,
bitmez yürüyüş gibi;
yol.
...

sessizce öpmek istiyorum.
sıkkınlıkta, kendinin okşadığı, omzunu.
geçsin diye,
dolunay…
...

çok yoruldun,
düş artık.
dostların kardeşlerinin tüylerinden hazırladılar,
yatağını.
kon artık
...

görülmez kendini güneş sananda,
günebakan.
fırdönse de etrafında gezegenler,
duyulmaz kavgasız,
zaman.
...

kendini en büyük sanan ayna,
kırılır, atık bir yansımayla…
...

irade çocuğu güven,
kazanırdı
çektiği her restte,
her şımarığın, şımarıklığının ödüllendirildiği
bilindik ezber günlerinde…

baba olunca ya da anne ya da sadece bir büyük
döner ezber, yine sergilenir irade
bu kez çalar şarkı: ya evde yoksan
...

taşı atacak gücün kaybında,
bir taş atımlık yakınlıkta parlayan ışığın
heybemde ki dolmaz boşluğuna
verdiğim isim olan o kent

çıkmaz mı hiç şiirimden
...

genzimde buruk bir hayat tadı.
nasıl yutsun bir ekran,
o şarabi yarını
...

yıkılsın duvar, diye başlar çoğu gözü kara şair.
ve göçük altında bir çocuğa ağlar, perdesiz, diğeri.

bitişte,
sessizce,
bir telin üstünde,
bir canbaza türküler söyleyerek,
veda ederler şiire

gözü karanın, karası olmak için perde çekerken biri,
düşmemeye çalışırken diğeri...
...

süt kokar bakışlarım.
görür;
kesilmesinden korkar,
öğrenmiş.

isterken kaybetmeyi,
ilk adımda bulunuvermesin diye defter;
yazacak onca şey varken.

ve çizemez sınırlarını;

bir gecede uçuvermesin dediği umutlarının
katili sanır bir böceği,
taşikardi eşliğinde
kaçar
geleceğinden,
defterine.

süt kokar bakışlarım,
yürüsün diye,
geleceğine,
defterine…
...

bir kuş
bir suya yazmış dostunu,
büyük balık küçük balığı yemiş.
su bilmez demiş, hukuku

deftere yaz,
herkes okusun:
dostluğunu
...

gözü toprakta
erozyon mücadelecisi dedeler.
toprak çeker salıntıyı
korkma derler,
ağaç dikeriz:

salınanın üstüne
...

kabuğuna bakar
-komşunun zengin bahçesinde
bakıcılığına talibi olur
yeni cilalanmış pencerelerin.-
memnun olmayan.
...

çaba.
tut
el
kir
leke
çaba
bırak
el
gölge

duman çıkmaz mı
yeniden başladığın yerde
...

zift kazınır mı asker
komutanın bilmez mi
yarın çok geç, gençliğine
...

ürkek
bir umut.
kalır evde.

yangında ilk kurtarılacağı:
göl-ge si,
risk almasın diye
...

verilmeyen liyakata
icazet için gitmez düş.

uzak gözlerini sevdim.
kayıplı yaşamların
ayıpsız şafağına söylediğim türküyü
düş’e yazarken.
...

bulut üstü bir vecd ile aranan merhale
ve anlamından korkulan söz arasında
mahcup bir serkeş gezer,
mezarlıkta canım diye
...

günü özgür kılan dün
ve küfürlerle mühürlenmiş varlık
yaşar
kayıp olanın kim olduğunu anlayana dek.

bknz: kendini kaybetmek
...

sorarlarmış bir kediye annesini,
sanki önemliymiş gibi.
kedidir kedii
o sorar,
senin ona ne vaadettiğini.
...

bedelse ödenir.
ödenir ki,
o karanlığın sabahında
kimse bedel konuşmasın diye.

yarasalar ışıktayken
...

saçılmayan bavulların
güngörmeyen donları,
esrik cesaret manevralarıyla doldurdum;
sayfanın geri kalanını.

hala yoksun,
saçılmayan donlarım gibi
...

gidemeyene görünürmüş ya,
sessizliğin salınımı.
işte öyle olurmuş yol.
hayat, yolcusuna.
...

bir sevdim seni, kayboldu
bir kaybettim, kayboldu:
hayat tutsaklığım
...

nefessiz kelimeler
dört duvar
ışık yok karanlığa

anlam olmuş akmış hayat
nefes alan kelime bulur muyum diye...

aşk
diyeyim ben size.
...

ey sureti cam
aynanı büyüt!
...

kafamı kaldırdığımda gölün üstüne
yakamoz dağıtan bir dede görürdüm
ve torun sevgisini

hüzünlü gözlerinden sevgi fışkırtıp
umutlu masalları balkonuma taşıyan...
,
ve akşamüstü
ölemezdağı kızarırdı
doğanay gözlerime bakardı.
anlardım dedemin hüznünü...
...

susuz yaz
rakıya sebep aranmakla
sarhoş olmamış şair
...

koyu gölge iklimin beyaz ördeği
gibi yürüyüşlerim.
herkesler şaşkın
bilinmedik cevaplarla sallanan mekanda ki,
sarhoşa
...

acır ladesim
göze alışların sönerde bir gün
titreyen mumun alevine muhtaç kalırsan
kötü yapar bu seni.
...

düşgün bir arı
düşmüş bir pazaryerinin ortasına
düşük bir çileğin yalancı kokularının peşine
düşüymüş bir pazaryerinin ortasında
bulmak seni.
(bu şiirde ölüm nerde)
...

ödeyeceğimden emin olduğum borçlara girdim hep
hatta
bir gün öyle güzel bir çocuktan
elmasını istedim
...

nefret nefret nefret
kimin çocuğu!

ve tüm "yok"olanlar -sizler-
toplu mezarlığımın alkışçıları:
acı-ma-sız bir savaşın
"yok"lukta kesilen tavuklarısınız siz

aşk gibi
...

f(n)ormalite:
ışık azaltır kırılmasını
gözün gördüğüne inandığı saatler
...

Nasıl yakın şimdi.

Bulutların ardından

.

İçinden geçmediğim sokağın

Hayalet çekinikliğinde ki suratlı

-Derman apartmanında ki beş numaralı- sakini.
...

Şiirler yazıyorum

Bazen de bağrı açık

Şiirler yazıyorum ben de

Kara basan çıplak ayaklı adamın,

Sırtüstü hüznüyle…
...

evet
ayna bazen çarpar adamı
korkarsın gördüğün kendinden
kusar kusar kusarsın.
...

ayna çarpar bazen adamı
aynayı yok sayıp yaşamaya çabalarsın
sanki hep sadece buymuşçasına
...

bugün yeni yılın ikinci günü
hala umutlu musun?
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder