ağustos sindirmişken
çok güldük,başımıza bir iş gelecek korkusunu
ve üşümüşlüğünü senelerimizin;
temiz bir masa örtüsü, iki kadeh ve korkusuzca ışığa bakan
2 çift göz;
bir akşam,
gregor samsa nın bundan sonra böcek olamayacağını
anladığında
ve güç, insan olmaktır diye haykırdığında
aşk...
inceden bir rüzgar alır gelir kokusunu
yaseminin...
ve mevsimin dönmesi;
kıyamayanın kaybolması ile
mağrur Akhilleus un topuğundan vurulma korkusunu
getirdiğinde, insanlar alemine
okullarda okutulanın aksine:
ağustosta esen inceden bir rüzgarı,
ve yasemin kokusunun bitmez tükenmez
yüzü suyu hürmetini,
yazmaya başlar tarih...
çünkü aşk,
kendisinde kaybolanındır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder