parçalanırken
-yok olmamanın mümkünlüğüne inanıp-
denize dik uzanan, dalga dalga dövülen dağların
ve küçük dokunuşlarla oluşan kuytu koyların,
tahrik dolu girintileri çıkıntıları misali,
beyin
öteleri düşleyen
denizin ve toprağın;
gök gürletecek,
deprem yaratacak
zamanı içinde taşıdıkları gibi;
şaraplı ve sepetli bir yalpalayış ile
gider,
komşuluğun borç ilişkisi doğuran
yakınlığına,
vefa tahsilatında sınanırken, dağ.
vazgeçer gider.
her günkü vazifesine, her gün geç kalan adamdan.
ve bikinisini giymiş, ummanda açılmak için bekleyen kadından.
vefa önceliktir notuyla.
ve hayat da gider, kendi bildiğine.
geç kalmayan memurlar,
ve denizde yüzen birbirinden güzel kızlarla.
ödenmeyen alacaklarla dolmuş bir ömrün,
borç yüklü katırıymış vefa.
ve umman ancak böyle gelirmiş. imana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder