gözlerinde ki uzaklığın,
tebessümün ve
hafifçe iki yana salladığın başın,
oldu emanetin.
suratından emir alan elin,
otobüsüme el sallarken.
…
umur.
umur olmalı ismi emanetinin.
değil mi ki;
uzak bakışın, boşluğun;
çizgilerin, bilememezliğindir;
umur olmalıdır ismi,
emanetinin.
…
biliyormusun
kalanı düşünüyorum bir süredir.
otobüs gittiğinde,
kalanın nereye gittiğini.
eve mi, ormana mı, denize mi,
nereye?
cehennemin dibine değilmiş,
öğrendim bunu 3 senede.
uzağa diyordu ya bakışların.
uzak nereyedir.
nerereye gidiyor şimdi izin?
göremiyorum,
uzağa giden benken…
anlıyabiliyorum sadece.
uzağa gidenin ,
uçurumu olurmuş özlemi,
ve arkasında kalırmış gözleri…
öğrendim sonraları,
içki içmemiş, televizyon izlemişsin saatlerce.
düşünmenin de uzağına atmışsın beni,
ertelemişsin.
yine kusmamak için,
gururunu.
…
gururlandırdın beni
iki yana salladığın başınla.
oysa,
tebessüm çizgilerinden öpmek de,
uçurumunda sevişmek de mümkündü.
umurum emanet kalsaydı kalbinde…
ben giderken uzaklara…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder