topal
sek sek şampiyonuymuş mahallede,
anlatmaz pek.
yanıma gelir. işi gücü beni takip etmek.
tahtayı tutuşum, hızara veriş şeklim.
ne öğrendi derseniz,
biliniz o tam bir beceriksiz.
normallikler ederim ona.
para verir, saçını sever,
hep ödüllerindiririm beni sevişini.
hal hatır da sorarım. iyidir der.
bilirim iyidir.
ama biliniz o tam bir beceriksiz.
geçende bir yazı geldi.
sek sek şampiyonası davetiyesi.
sordum.
evet gideceğim dedi bacaksız.
ben hiç bilmem sek sek.
gittim gizlice seyrettim ama şampiyonayı.
beceremedi beceriksiz.
anladım ki:
protez olmayan bacağımı biraz fazla kırıyorum tahtayı tutarken,
o yüzdendir mahalle marangozu kalmam.
ertesi gün denedim bacağımı daha az kırmayı
hemen anladı kendisini seyrettiğimi.
o gündür:
çırağımla olan kardeşliğim.
ya da ustamla.
...
ey bakmayı bilmeyen gözlerim,
çölü güzelleştirenin içindeki kuyu olduğunu bilmeyenim.*!
bi bacaksız kusrumdan teknik yaratmışda,
ben oruspumdan kaçmışım.
gittim diyelim.
aynam sandığım,
sandığına bakmadığım o güzel
birgün bana sizi şikayet ettiğinde,
ben ona ne söyleyeyim
*küçük prens :çölü güzelleştiren şey,bir yerinde bir kuyunun gizlenmiş olmasıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder